Cuma günü telefonum çaldı, kayıtlı olmayan bir telefon numarası.
Buca'da yaşayan bir genç kızımız hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
Hasanağa Bahçemizin etrafını kapatıyorlar ağabey ne olur bize yardım edin diye ağlıyor.
Hemen gittim Buca'ya.
Bölge halkı toplanmış izliyorlar çalışan işçileri.
Sordum ne yapıyorsunuz siz diye.
Çit yapılacak, çitlerin direkleri için yer yapıyorlarmış.
Hemen Buca Belediyesini aradım.
Dediler ki Büyükşehir yapıyor bu çalışmayı.
Hemen İzmir Büyükşehir Belediye Basın Danışmanı Reşat Yörük'ü aradım.
4 buçuk milyonluk kocaman bir şehrin danışmanı haklı olarak işlerinin yoğunluğundan olacak ki açmadı telefonunu ve dönmedi de.
Reşat Müdürüm belki bunu yanlış anlayacak.
İşlerinin kolay olmadığını biliyorum basın danışmanı meslektaşlarımızın.
Ben sadece Hasanağa Bahçesi için aramıştım.
Normalde üç beş ayda bir ararım bilir tüm basındaki kardeşlerimiz.
Artık işi buradan çözmekten başka bir şansım kalmadı.
Sevgili Aziz Kocaoğlu Başkanım;
Hasanağa Bahçesi'nin öncesini biliyorsunuzdur muhakkak.
Bahçenin etrafında bir duvar vardı.
Ve yıkıldı..
Duvarlar varken inanılmaz şikâyetler vardı.
İçki ve uyuşturucu kullanan bağımlılar o bahçedeydi.
Duvar yıkıldıktan sonra o bahçede pek fazla olay kalmadı, insanlar yürümek ve dinlenmek için kullanıyorlardı burasını.
Şimdi dediler ki çit yapılıyormuş.
Bir iddia da, çimlerin üstüne basılmaması için bu çitler yapılıyormuş.
Eğer böyleyse bir yanlışlık var derim sevgili başkanım.
Gelişmiş ülkelerde özellikle tabelalar vardır.
“Çimlere basınız” diye.
Her halükarda çit yapılmaması lazım diye düşünüyor o bölge halkı.
Bucalı sizlerden anlayış bekliyor Sayın Başkan.
İnsanlarımız bugünlerde küçük çocuk tacizcileri ve sapıklarıyla psikolojilerini bozdular.
Bırakalım da o parkta Bucalılar rahat rahat çocuklarını dolaştırsınlar Sayın Başkan.
Anlayışınız için şimdiden o bölge halkı adına teşekkür ediyorum Sayın Kocaoğlu.
YORUMLAR