Dedik ya Aliağa uzmanlık alanım oldu.
Ve hala üzerinde çalışıyorum ve çalışacağım da.
Aliağa'daki yerel gazeteci arkadaş için yazdığımız yazının ardından inanılmaz sayıda resmi evraklı şikayetler gelmeye başladı.
Okuduklarıma inanamadım.
Aliağa'nın yerlisi telefon etti.
“Sen yeşili severim, yeşili korurum diye yazmışsın.
Ama Aliağa birkaç yıl sonra zehir soluyacak, daha da kötüsü yeraltı sularına karışan zehirden çok kişi hayatını kaybedecek” dedi.
3 gün uyku uyayamadım.
Bakırçay Havzası'ndan büyük ihtimal Menemen Ovası'na yeraltı sularına karışabilecek sulardan bahsetti beyefendi.
1 ayda yüzbinlerce ton cüruf gömülüyor toprağa.
Biraz araştırdım, bu izinleri kim veriyor diye?
Çevre İl Müdürlüğü ve Aliağa Belediyesi sorumluymuş.
ÇED Raporları Çevre İl Müdürlüğü'nden alınıyor.
ÇED Raporu alınırken verilen taahhütler var, ne kadarının depolanacağı, ne kadarının briket yapımında kullanılacağına dair.
20 bin ton taahhüt edilen rapor için 20 milyon ton gibi rakamlar döndüğü iddiası kafamı karıştırdı.
Ben bu işin uzmanı değilim ama kafamı karıştıran konular var.
Vahşi depolama dedikleri cüruf depolama alanları ruhsatları verilirken insan hayatı hiç düşünülüyor mu acaba, merak ediyorum.
Bu cüruflar Aliağa'daki demir çelik işletmelerinden çıkıyor, acaba bu cürufların imalattan kalan atıklar olduğunu ve birçok zehirli atık ile birlikte toprağa gömüldüğünü biliyorsunuz da, bu cürufların üstüne yağan yağmurun toprağa karışabileceği ya da buharlaşıp bir yerlere yağmur olarak düşüp verebileceği zarar düşünülmüyor mu hiç?
Aliağa'nın hemen yanındaki Menderes Ovası'na ve Aliağa'daki denize karışabileceğini düşünebildiniz mi?
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
Daha da tehlikesi var bu işin.
Bu cürufların briket, kaldırım taşı ve asfaltın zemininde kullanıldığını biliyoruz.
Ama buradaki en büyük sorun bu cürufların üzerinde bacatozu, çinkooksit gibi zehirlerin olması ve direkt deoplanması.
İkinci konu Aliağa Belediyesi şirketinin borç para aldığı şirket.
Geçtiğimiz hafta gelen bilgi aklımı karıştırdı.
Aliağa Belediyesi'ne gelen 50 bin liralık borç para.
Hatta ikinci parçanın da olduğu iddiaları.
Borç verilebilir, alınabilir fakat bu paranın Belediye Başkanı'nın ortak olduğu şirketten gelmesi ilgimi çekti.
Madem bu kadar paranız var neden belediyeye hibe etmiyorsunuz?
Yoksa belediye işlerini verirken bu borç verilen para mı öne çıkarılacak diye düşünceden alamıyor insan kendini.
Her yer rant kokuyor Aliağa'da.
Atık depolama, dolgu malzemeleri ve nakliyeleri, birbirlerine FETÖ'cü diyen yemekçiler, gıda zehirlenmeleri ve 3 sene önce kredi kartı ödeyemeyen ve şimdilerde binlerce dairelik inşaat yapan müteahhit ve familyası, Aliağa Belediyesi kamyonlarının koskoca holdingin hafriyatlarına yolları kapatması ve o hafriyatların kimler tarafına verildiği yaz yaz bitmiyor.
Eyy Fil'ler çok rahat edeceksiniz diye çimleri öldürmeyin.
YORUMLAR