Ege'nin tek bölgesel televizyon kanalı olan Ege TV, 22 yıllık yayın hayatına bu ay sonunda son veriyor. 22 yıllık yayın hayatı boyunca İzmirlilerin haber alma özgürlüğüne büyük katkılar sunan bir kanalın göz göre göre İzmir'in elinden gidiyor olması ne acı. Üstelik bugüne değin her türlü maddi zorluğa rağmen kanalı sırtlamasını bilen Cem Bakioğlu'nun bu kararından vazgeçirebilecek hiçbir çalışmaya şahit olmadık. Ne İzmirli işadamlarının, ne belediyelerin ne de televizyon kültürünü içine çekmiş İzmirlinin elini taşın altına sokmaya niyeti yok, bundan böyle de olmayacak. Asıl şimdi merak ediyorum, İzmirli belediyeler hangi televizyon kanalının ana haberlerinde seslerini duyurabilecekler? Ya işadamları... Kime, neyi, nereden anlatacaklar? Veya halk... Nereden izleyecekler İzmir ile ilgili bilinmesi gerekenleri?
Bakioğlu’nun yıllardır Don Kişot tarzı verdiği mücadelenin şahidiyiz. Her türlü gelir gider dengesizliğine rağmen televizyonu ayakta tutmak ve yayınlarında kaliteyi düşürmemek adına elinden geleni yaptı. Bu çaba televizyonun kaliteli yayınlarında kendisini fazlasıyla gösterdi. Bence Ege TV sadece Ege'nin değil, Türkiye'nin de en büyük bölgesel kanalı olmayı başardı. Ama başarı televizyonun yayın hayatını sürdürmesine katkı sunamadı. Tüm işlemler tamamlandı, çalışanların, İzmir'in artık televizyonun kapatılacağından haberi var.
Buna vesile olanları ellerim patlarcasına alkışlıyorum. 4,5 milyonluk bir şehrin artık bir bölgesel kanalı yok. Belediyelerin, işadamlarının, kamunun, mahallelinin sesini duyurabileceği bir yer artık yok. Umarım bu kapanış ile keyfiniz yerine gelmiştir.
Gelelim timsah gözyaşlarına...
Nedense samimiyetinde şüphe duyduğum bir kesim, kanalın kapatılmasına, orada çalışan insanların işsiz kalmasına üzülür gibi yapıyor ardından zil takıp oynamadığı kalıyor.
Aslında bu görüntü İzmir'de medyanın kuyusunun nasıl kazıldığının da ispatı. Mayın dolu bir tarlada ilerleyebilmek imkânsız. Bugün Ege TV, yarın bir başkası bu mayınlara çarpacak. Sonuçta birileri çıkıp bu parçalanışa, bu yok oluşa, bu kapanışa kahkahalarla gülecek. İzmir'i pençelerinin içinde bir bozup bir yapan, bir parçalayıp bir toplayan 3-5 kişiden oluşan ve gazetecilerin çok yakından tanıdığı bu grup tüm samimiyetsizlikleri ile bu yok oluşun ana mimarlarındandır.
Aslında bahsini edeceğim başka bir konu daha var; Ege TV'nin hala ayakta durabilecek, hala eski gücüyle İzmirlilere haber sunabilecek bir şansı var. Üstelik gelir-gider tablosunu gözeterek, üstelik kırıp dökmeden, sövmeden, üzmeden...
Ege TV bir partner ile işi pekala götürebilir. Bakın İzmir basınının çanına ot tıkayan son gelişmeler karşısında bir çok gazete, dergi ve radyo Ege TV'nin yaşadığı sıkıntılara benzer garipliklerle yoğruluyor. Gelir-gider dengesi bozuldu. Daha fazla eleman alamıyor. Kazancı, giderlerinin yakınından bile geçmiyor. Bu durumda şirket evliliği gibi vazgeçilmez bir seçenek çıkıyor karşımıza. Bir atasözü vardır; Eşekten düşenin halinden eşekten anlar…
Buradan Cem Bakioğlu'na sesleniyorum; Mutlaka ki kafanızdaki her çıkar yolu terazi kefelerine koymuş, sonuç olumsuz çıkınca bu kararı almışsınızdır. Lakin İzmir'in bu güzide kanalının, hiç bir bütçeye yük olmadan yayın hayatına devam etmesi mümkün.
Ben diyorum ki, bu gücü kaybetmeyelim.
Bugünkü şartlar dâhilinde gazete ve televizyon işinin birlikte yürümesi şarttır. Ege TV gücünü İzmir'de bir gazete ile birleştirerek çelik gibi bir bütçe oluşturabilir.
Bu konuda elimden geleni yapmaya hazırım...
YORUMLAR