Dün köşemde yazdığım “aaa Asuman” varmış yazımdan sonra arayanlar yine hat safhadaydı. Meğer protokolün ikinci sırası yani vekillerimizin memnun olmayıp da kalktığı ikinci sırada Asuman abi, Alladdin Yüksel ile yanyana oturuyormuş. Milletvekillerinin kalkarak gittiği tepkileri sadece seyretmiş Asuman abi ile Alaaddin abi...
Sürekli yazıp ve canlı yayınlarda anlattığım gibi Asuman abi tutukluk yapmış yine. Basın danışmanı kardeşimiz mekanizmayı hemen çalıştırmış birkaç saat sonra Asuman abi İzfaş'a başlamış ateş etmeye. Zeynep Altıok'un danışmanı bana bir açıklama yazmış. “Bizde ikinci sıradaydık, ama ben devreye girdim birinci sıraya aldırdım”
ahhh Asuman abi ah..
Bak bir vekilin danışmanı vekiline nasıl sahip çıkıyor.
Sen koskoca CHP'nin İl Başkanısın, CHP'nin kalesi İzmir'de seçilmiş milletvekillerine sahip çıkamadın, bir de Alladdin abiyle seyrettin.
Olmadı Asuman abi, keşke yanında basın danışmanını götürseydin sende.
Zeynep Altıok vekilimiz İzmir'i senden iyi tanıyor demektir bu.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum İl Başkanı değişecekse Zeynep hanım olsun bence İzmir'i çok iyi biliyor ki; birinci sırada kontenjan yazmışsınız.
Birkaç not yazmadan rahat etmeyeceğim. Eylemleriyle tanıdığımız Musa Çam vekilimize ne oldu? İzmir'de iş dünyasından mı çekindi? Yoksa devlet erkanından mı çekindi? Limonlu eylemler, Meclis kürsüsünün önündeki çiçekliğe düşerek kaburgalarını kırdığı eylemleri özlemle anıyor ve bekliyoruz.
Ya bizim Çapacı Vekilimiz.
Ahh be Taacettin Bayır vekilim, heryerde sizi örnek verirdim ben, Kemal Karataş, Rıfat Nalbantoğlu, Tacettin Bayır dönemlerindeki eylemci il başkanlarını özlüyoruz diye...
Beni hüsrana uğrattın sevgili Bayır vekilim.
Bir de bu kırmızı plakalı bir vekilimiz varmış orada, “beni ayrı tutun İzmir vekillerinden” anlamına gelen bir cümle kurmuş.
Ah be kırmızı plakalı vekilim bu kırmızı plaka gücünü orada bulunan diğer kırmızı plakalılara söyleyemedin mi? Gittin garibim İzfaş çalışanlarına söyledin.
Bir vekil daha varmış orada oda soyadının hakkını vermiş bakıp gitmiş.
Önemli notlardan biri de İzmir gazetecileri bölünmüş durumda.
Aziz Kocaoğlu'na yüklenilmesi yanlıştır yazılarıyla, Aziz abiden beklenti içinde olanlar, diğer grup da Aziz Kocaoğlu'nun yerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlık koltuğu bekleyen başkanların yalama kalemleri.
Birde garibim hiç beklentisi olmayan sadece fikirlerini yazan gazeteciler.
Burda sahip çıkılması gereken ya vekiller ya da İzfaş çalışanları.
En önemli not şu;
2 sene öncesine kadar Fuar'ın Lozan Kapısı'nın girişinde yapılırdı açılış.
Kimse de protokol kavgası yapmazdı.
Şimdi gelelim meşhur diye bildiğimiz İzmir Fuar'ına...
Eskiden halka gazete dağıtırdık, hediyeler verirdik, her akşam bir etkinlik yapardık, İzmir medyası olarak. Bütün standların haberlerini yapardık. Fuar ekleri yapardık, bırakın bunları yapmayı yaptığımız haberleri içeride halk okusun diye gazete dağıtmamıza izin verilmiyor. Bir muhabir bir foto muhabirinden başka muhabir akreditasyon verilmiyor.
Haaa bu arada en önemli şey tüm İzmir yöneticilerini tebrik ediyorum, bir tane bile İzmir televizyonu yoktu canlı yayın veren.
Slogan bu ya..
“Herkes İzmir'i konuşuyor”
Atın yalanı...
YORUMLAR