Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde 'Doğru mu yaptık' başlığıyla yayımlanan yazısında günlük vaka sayılarındaki artışın salgın matematiğine aşina herkes için korkutucu olduğunu söyledi.
"Tam da günlük rakamların 10 binleri geçtiği farklı bir
dönemde salgında neticeyi derinden etkileyecek önemli kararlar aldık ve
'yerinde karar dönemi' diye tanımlanan farklı bir uygulamaya geçtik" diyen
Müftüoğlu, şöyle devam etti:
"Uygulamanın esasında, 'kademeli esnetme' yerine
'renklendirilmiş normalleşme' diyebileceğimiz farklı bir uygulama var.
Enfeksiyon hastalıkları veya halk sağlığı uzmanı olmasam da süreci başından
beri dikkatle izleyen, her aşamasında ilgili hocalarla yoğun bilgi
alışverişinde bulunan 40 yıllık bir 'hekimlik tecrübesi'yle baktığımda bu yeni
uygulamaya katıldığımı, yürekten bir 'Evet, doğrusu yapıldı' diyebileceğimi
söylemem çok güç.
"Benim gibi düşünen uzmanların sayısı da oldukça fazla"
Üstelik itiraf edeyim, benim gibi düşünen uzmanların sayısı
da oldukça fazla. Kısacası bu yeni uygulama, bu yeni strateji bu haliyle pek de
inandırıcı görünmüyor, güven vermiyor."
Müftüoğlu, son kararlar hakkında konuştuğu uzmanlardan
aldığı değerlendirmelerin özetinde, yanıtlanması gereken bazı temel sorular
olduğunu belirtti. Müftüoğlu, bunları şöyle sıraladı:
" - Soru 1: İl bazında uygulamaya geçmek yanlış bir
yaklaşım olmasa da açıklanan il bazlı veriler yeteri kadar tatmin etmiyor.
'Mavi' ya da 'kırmızı'ya boyanan yani 'çok düşük' veya 'çok yüksek' riskli
bulunan illerimizde '1000 kişi başına günde kaç test yapılıyor?' ve
'Testlerdeki pozitif oranları ne durumda?' gibi soruların yanıtları net ve açık
değil. Prensip olarak kabul edilen değer, herhangi bir il, bölge ya da ülkede
'100 testte 3’ten fazla pozitiflik' oranı varsa salgının kontrol altına
alındığını söylemek zor. Türkiye’deki genel rakam ise son günlerde yüzde 9’ları
zorluyor.
- Soru 2: Şehirler
arasında da muazzam rakamsal farklar var. Örneğin, Ordu’daki vaka sayısı
Şırnak’tan '130 kat' daha fazla. Sağlık Bakanlığımız ve Bilim Kurulumuzun iller
arasındaki bu kabul edilmesi güç rakamsal farklılıkların nedenlerini de bizimle
paylaşması gerekiyor.
- Soru 3: 'Mavi',
'sarı', 'turuncu' ya da 'kırmızı' illerde 1000 kişi başına günde kaç test
yapıldığını da maalesef -açıklanmadığı için- bilmiyoruz. Mesela aynı örnekten
gidersek 'Şırnak’taki vaka sayısının azlığı' ya da 'Ordu’daki vaka sayısının
çokluğu' acaba uygulanan günlük test sayısıyla da ilgili olabilir mi? Bu soru
önemli. Çünkü duyumlara göre, bazı illerde doğru dürüst test yapılmıyor, test
sayıları düşük tutuluyor.
- Soru 4: Son
günlerdeki vaka sayısı artışının 'mutasyon meselesi' ile ilişkisi hakkında da
herhangi bir bilgiye sahip değiliz. 'Hangi ilde ne oranda mutasyonlu vaka var?'
veya 'Vaka artışlarında mutasyonların rolü ne?' sorularının da yanıtları net ve
açık değil."
"Rakamlar konuşmalı"
Mevcut verilerle yeni bir döneme girildiğini belirten
Müftüoğlu, bu konudaki sözlerini şöyle noktaladı:
"Sürecin bundan sonrası için alınacak her kararda temel dayanak noktamız 'rakamlar' olmalı ve bu rakamlar toplumla da net ve açık olarak paylaşılmalıdır. Aksi halde, üzülerek belirtelim, yeni dalgalar değil, tsunamiler bile kaçınılmaz olacaktır. Sağlık Bakanlığımız ve Bilim Kurulu’nun 81 il arasındaki vaka sayısındaki ciddi farklılıkların nedenlerini açıklamasında fayda var."
YORUMLAR